25 Mart 2014 Salı

ANAOKULLU OĞLUM, BİRAZ BAHAR, BİRAZ TANIKLIK





Bahar gelince beraberinde tonla umut getiriyor...yitik, kırık, dökük yanlarımız sanki sihirli bir değneğe dokunuyor! Adı umut oluyor...sonra ona sıkıca sarılmak... Bırakmadan kopmaksızın, daha da yakınlaşarak sonsuz bağı özümsemek...gözlerimi kapadığımda gözümde beliren mor tonları ve her yeni günde benliği de onarmak..işte bu içimizdeki derin odacıklardaki mücadeleci ışıltılı çiçekler...işte bu umut hep olmalı hep...

Hergün hayata katılmak için yeni mevzularla yeni mücadelelerle uğraşıyoruz...çoğu zaman kendimi bu uğraşların için yanlız hissediyorum... Gücüm enerjim sınırsızmış gibi geldiğinde tek başıma bir cumhuriyetim diyorum...o vakit yeterim..o vakit yetinmeyi bilirim...olana sarılmak, olanı sevmek gerekmiş..annelik aslında başlı başına yalnızlık hali..tek başınalık hissi...öyle anlar geliyor ve seni kendinle başbaşa bırakıyor....

Zor bir gün! Zor dediğimde zorluk çekmek istemiyorum ama içimde minik kıymıkların yaşandığı, boğazımın düğüm düğüm olduğu, kalbimin ağrıdığı, akla, bedene sabır, dayanma gücü dilediğim hatta mümkün olabilse, görünmez olup, başka bir yere ışınlanmayı istediğim öyle bir süreçti...

Hep böyle mi olur...herkes böyle mi yaşar bilemem...olması gerekenleri düşünmeden, 2,5 yaşında anaokulu deneyimimiz nasıl ilerliyor...bir imtihan...bir ödül..bir dizi hüzün...potpori yapmışlar sanki bana...bildiğin hünkür şakırım...içten içe

Ateş böceğim,
Bugün sen biraz ağlarken...."anne ben okula gitmek istemooooorum" derken...çok güçlü ve kararlı durdum...tamamen oyuncu olmuştum....inanma..aldanma...annen çok hassas işte...eridim aslında...gözyaşlarımı kalbime akıttım, ama sen görmedin! Sicim sicim aktı, sonra yer yer şiddetlendi...annenim işte...bazen aleni, bazen yüreğe süzülür yaşlar! ama hepsi senin bağımsızlığın için, hepsi bu senin tozlu, bulutlu, güneşli, yağmurlu dünyayla kucaklaşma anın...ben ise sana yakınen tanıklık ediyorum..çünkü misyonum bu...daha ötesi yok ki...

Belki de hayatındaki en büyük tanık ben olacağım...Gün gelecek kanatların çıkacak ve meleğim diyeceğim, gururla izleyip, en büyük en yüksek sesli alkışı ben tutacağım ayaklarım yerden kesilerek...ve yine gün gelecek eskilerin yaptığı gibi ardından bir bardak dolusu su dökeceğim, " su gibi geçsin yolculuğun" diyerek...

Bu yeni bir yolculuk
Bu senin bağımsızlık yolun
Özgürlük yolun
Özgüven yolun
Yere sağlam basma yolun

Bu yol, bu yolculuk;
Hayırlı olacak

Biliyorum

Çok şükür, hep ama hep çok şükür..

Sevgiyle

Müge

15 Mart 2014 Cumartesi

Mektup, Berkin, Işığın Yolcusu




Ateşim
İçimi ısıtan
Can oğlum
Gecelerimin ışığı
Ateş böceğim

Bugün sen uyanmadan önce üzerini örttüm örterken gözyaşlarım sicim sicim yorgana aktı...utandım..yüzüm kızardı..sonra uyandın
"Anne noooldu" dedin
Sana anlatamadım! İçim yanarken, ah neler olmadı ki oğlum demek isterken birşey diyemedim.

Büyüdüğünde sen bu satırları okuduğunda eminim sana anlatacağım

Oysa neler yazacaktım bu posta...neler yazmak isterdim..

Biz ülke olarak 15 yaşındaki bir çocuğa hem de bu hayattan diğer boyuta geçmiş bir çocuğa sahip çıkma mücadelesi içindeyiz...yok olan vicdan, adalet ve ahlak için mücadeleye devam edeceğiz! Berkinimiz...can oğlan...kara kaşlı zeytin gözlü oğlan..ışığın yolcusu...bilirmiydi tüm ülkenin ardından ağlayacağını...tüm annelerin babaların kardeşlerin aynı anda gözyaşlarına boğulacağını...

Şaşkınlık evresini çoktan geçtik...şu an başka bir boyuttayız...konuşacak, dil dökecek yerlerim sızlıyor..kelimeler düğüm düğüm oluyor boğazımda...inan nefes aldığıma utanır hale geldim..bir insan gülerken utanır mı? Öyle bir utanır ki....ama en acısı, meydandaki anneler babalar, yuhaladığınız ölü bir çocuk ve yastaki annesi. Siz ne zaman bu kadar zalim oldunuz???? Yani akıl tutulması böyle birşey
Ölümün dili, dini, ırkı, mezhepi, siyasi görüşü olmaz! Ölüm..soğuk...yanlız...neden anlaşılmaz neden...

Her yeni günde! Yok artık bu kadar da olmaz dediklerimiz, tam olarak o kadarını hayata taşıyor

Hımmmm ama pardon, yol yapıyor deniliyor...bu koca mimar sinan gördüğünüz padişahtan hallice!

Neyse oğlum...yazdıkça dengeli durmak çok zor geliyor bana

Ateşim
Can oğlum

Senin adın Ateş...acı verenleri, zulmedenleri yak Ateşinle, yüreği üşüyenleri, zulmedilenleri merhametinle ısıt emi...

ruhun ışıkla dolsun berkin
ah berkin ah!!!

7 Mart 2014 Cuma

RÜYALAR, OKULLU ATEŞ, DİLİMDE DUALAR





Nasıl anlatsam nerden başlasam inan bilemiyorum...herşeyin bir ritmi var bu hayatta...belli ki, film şeridi gibi ya da trafik gibi yoğun akıcı kıvamda uygun adımlarla ilerliyoruz.

Şimdi dışarıdayız Ateşle birlikte...bir yazı yazma aşkıyla tutuşurken, Ateş' in uyuması da buna muhteşem bir zemin hazırladı. Masada kırmızı porselende kahve fincanı gözümü alırken, beri yandan, yana yakıla kalp gözümü de açıyor..içsesler kulağımda fısıldarken, kafada baloncuklar varken, aslında sadece kelimeleri özlemişim, onlarla dansı, kendimi köşeye sıkıştırmayı, beraberinde hep ama hep kendime ulaşmayı

Gece bir ses duydum, belli ki rüyalardan kopmuş ve kulaklarımıza fısıldamıştı..."anne baba buraya gidiyoruz" diyen ateşboceğimin sesiydi. Bu sıralar rüyalarında sesli konuşmaları arttı..genelde gündüz yaşadığı olayları söylüyor. Ağlaması olmuyor ve sürekli bir yönetme hevesinde, oyun kurucu edasında cümleler kuruyor.

Uzun uzun izledim, dinledim. Sonra üstünü örtmeler, belki yeni kelimeler duyarımlar, dualar, enerjiler derken bizim yatağa konmalar..tam o sırada yatağın köşesine dizimin değmesiyle, pilleri tükenmek üzere olan ve sanırsın ki son nefesini veren ve ateşin yeni arkadaşı caillou nun ta kendisi..ağlama sesi ama uzay üssü gibi...saniye içerisinde gerilim yükseldi bende ve adrenalin salgıladığıma eminim

Derken düşünüyorum, beraberinde yaşadığım bu tarz binlerce anektotlar arasındayım......

Çok başkalaşıyorum çok

Ateşim
Can kuşum
Işığım

Öyle derin bir okyanusun içine daldım ki seninle...hızlıca yüzüyoruz..en mavinin içinde, derinliklere indikçe kaygılarım da artıyor, acabalar adasında mola veriyorum uzun uzun...bilinmez bir boşluk içinde yol almanın tam türkçe manası buymuş meğer...annelikte farkına varılıyormuş...planlar yoruyor ama olmaları da güven verici

Zaman zaman omuzlarımdaki bu yük ağır geliyor. herşeyin en iyisini en doğrusunu isterken, ah çok detaycı benliğim derken; bazen de ne kadar bencilce duruyor...bunu bizim belirliyor olmamız...en azından belirli bir yaşa kadar Ateş' in seçme şansının olamaması gibi düşünceler aklımdan geçmiyor değil

Ateş' i okul kavramına alıştırmak ve hem bedensel hem de zihinsel olarak kendini tanıması için Kindyroo anne-çocuk grubuna gidiyorduk. Günler ilerledi, derken güzel sinyaller almaya başladım. Belki de bir tık daha fazla vakit alacak bir yere...ama bu sefer birkaç saat "bensiz" sadece öğretmen ve arkadaşlarıyla eğlenebileceğini düşündüğüm bir kurum olması daha iyi olacak diye düşündüm -Nacizane Ateşciğim- bunu seninle kurduğum iletişim sonrasında karar aşamasına getirdim.

Yaz ayına kadar, mutlu olacağını hissettiğim bir anaokulu seçtim sana...sadece haftada 3 yarım kısacık gün:)...aslında bu dünya için kendi bağımsızlığını ispatladığın yeni bir süreç olacak gibi..."birkaç saat" bile olsa ya da en fazla yarım gün bile olsa, eminim senin için çok büyük bir terfi olacak hayata karşı! En güzeli de bunu da seninle tadacağım..

Sana yetişmeyi seninle yol almayı, sen yol alana kadar yanında durmayı o "ilk an" ları kaçırmamanın hazzı bambaşka inan

Ateşim,

Hep diliyorum, hayırlı bir yol çizme gücü nasip olur inşallah

İnşallah izlediğim Ateş' i görebilme yetisi her daim olur

İlgin, enerjin "kendince" doğru yönlere ilerler

İnşallah kendi kararlarını alabildiğin zamana kadar, ben senin adına doğru seçimler yapmış olurum

İnşallah hep inşallah!

Dilimdeki duanın baş harfi hep A...

Ateşim benle birlikte "önce sen"

Hayır olsun

Sevgiyle

Müge