Evin en sevdigim saatleri gece atese sut verdikten sonraki o kesin uyanmayacagini bildigim onumde upuzun duran zaman dilimi...dingin, sessiz, ozgur, bir okadar da umarsiz kokulu dakikalar oluyor kendimce...koltuga yayilip, digiturkde kumsal tv, classic music acip, bu guzelligi icime cekmekle olan mesguliyetimi, ne yapsamlara birakiyorum..hos cok fazla alternatifim yok...kitap okumak, blog yazmak, sessiz cigliklarda bulunmak, gunun muhakemesini dusunmek vsss:) ote yandan evin daginikligi icin hic rahatsiz olmayisim ve bunu surekli oteleyisim ve en sonunda temizlige ve utuye gelen yardimcinin 3 gun sonra gelecek olmasinin dayanilmaz hafifliginde kalakalmak...uzerime bir de polar battaniye cekip, ayaklarin acikta kalmasini kurtarmak...sonbahari bu anlamda selamliyorum...hakkini veriyor son 1 haftadir...uyurken kafama kadar cektigim pikeden anladim:)
Gunun yorgunlugu neyle atilirdi..surekli bayilmis vaziyette koltukta yamuk bir sekilde uyuyakaldigim icin bunu hep atliyorum...isin kotu yani Barisinda ayni pozisyonda uyumasi ve gecenin bir vakti uykulu halde birbirimizi odamiza yonlendirmemiz...iste bu durumun bana haftada birkac kez dajavu yasatmasi engel olunamaz bir hal aldi..neyse atesin yogurdunu makineye koydum...mayaladigim yogurduda bir guzel yedim...bu saatte pek de iyi oldu...atesin yataktaki hareketlerini, donus seslerini suan oturdugum koltuktan duyuyorum...her ses de irkiliyorum..aman uyanmasin dualari kafamda surekli ayni parcada takili kalan plak gibi tekrar ediyor...seviyorum bu evdeki gece sessizligini dinlemeyi...kitap okuduktan sonra da biraz olsun pintereste bakip, kendimden gecmeyi...hayaller kurmayi, fikirler almayi....alip, vermeyi....icimi huzurla kapliyor...dogumdan 2 ay once basladi bendeki gece hayati...ev hali tabii:) o zamanlar mide yanmasi sikayetlerimle surunuyordum...simdi agrisiz sizisiz...issiz bir ev halinin icine dalmakla ve kendini bu okyanusun icine birakmakla ilgiliyim:)
Huzur, keyif, gece...
Gece hep bir baska bakar bize...anneler cok iyi bilirler:)
Sevgiler, cicekler, ates bocekleri
Muge
- Posted using BlogPress from my iPad
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder