13 Haziran 2012 Çarşamba

YAZDİM BİTTİ...(sevgiliye)






Geçenlerde yazmaya başladığım ve yarım bıraktığım yazıma bir kan, can katayım dedim...dogru zaman...iste bu zamanmış ...

Sene 2010 temmuz 4...aksam 7 sularinda....dunya benim icin durdu sanki...yer yarilsin icinde olayim dedim olmadi...bir ruya olsun uyanayim dedim o da olmadi...biri saka yaptik desin dedim ama nafile...once derin bir nefes aldim...minik bir nefes terapisi yaptim......cunku bu filmdeki bas kahraman rolu bana dusmustu....rolume hemen soyundum..ait oldum kendi gucum kadar...guc bizim derinlerimizde...icimdeki gucun sınırını kesfettim...aciga cikardim hemen...bu kadar soguk kanli olabilecegimi bilemezdim...meger oyleymisim...resmen bir ölüm anini cok şükür ölümsüz bir sekilde atlattik...daha gorecek gunlerimiz, sevmelerimiz, didismelerimiz, kahkahalarimiz varmis...cok farkli bir boyuta girdik askimla...o bana affetmenin bize ait olmadigini ogretti o saniyelerde...belki de kendi dusuncesiyle son nefesini verirken...herkesi Allah' a havale etmeyi...ne yaptiysan bu boyutta...baska bir boyuta geçmeden bir bir yaşayacağını gösterdi...sahiden kimdik, nasildik, nasil gozukuyorduk...ne onemi vardi ki..ufledik...toz olup, ucurduk sanki gecmisi....gecmis geçmiştir dedik o gün...hersey bir anlık..aşk..ayrılık..ölüm....hepsi bizi bulacak birgun...o zaman ne icin bu çaba...ne icin bu çırpınış, bu hırs, bu ofke....bosuna beden, zihin tahribati...ilk defa bir ambulansin icindeydim...ilk defa bu kadar savunmasizdim...nefes alan bir ruhun dünyadaki versiyonuydum...gun bitmedi sanki...inişler...çıkışlar...derken...resmen yasim kadar bir gun geçirmiş gibiydim... ertesi gun cikardim gömleğimi uzerimden...bana da kan bulasmisti...uzerindeki kanlari suyla akittim...guzel guzel yikadim...cunku yeniden giyecektim ve bu sefer cok farkli bir beni koyacaktim icine...cok ama cok guzel dersler çıkardık...hatta iyi olmus bile dedik delicesine... sadece anın sesine kulak verdik...anın kokusunu soluduk o gunden bugüne...nasil da guzel bir karar almışız...nasil merhem surmusuz pas tutmuş, kanamış benliklerimize...üzerlerine bir gunes çektim, sonra minik rengarek cicekler serpistirdim...bir de uzattim ayaklarimi deniz kiyisina...ohhh mis...

Enteresan seyler oluyor..basimiza birseyler geliyor...icimizi kiymik kiymik parcalamaya calisanlar cikiyor karsimiza...ama dimdik nasil durulacagini, nerede susulacagini ve ne zaman konusacagini biliyorsun...kotu birseyler yok ki bu evrende...ne ugradiysa hayatimiza, kim zarar vermek istediyse, bizim o muhtesem dönüsümümüz icin oldugunu var saydik...inandik...herkese ve herseye rağmen daima bulutların uzerinde yasıyoruz...sukurler daha da mutlu kiliyor bizi...inadina mutluyuz 2 yildir...kimilerine gore pembe dusler alemindeyiz...kimilerine gore şöyle boyle..ama inanın um-rummm-da degil ki....kendimle barışık...vicdanım rahat..guzel minik kuzuları sayarak mışıl mışıl uyuyoruz...kimseye kin nefret beslemiyoruz...kuşlar kadar hafif ve özgürüz...

Evetttt...tam 2 yıl once..değiştik...dönüşüm yasadık...cok şükür...canim sevgilim..esim..dostum...bir gun farkli bir boyuta gectigimde Barışıma yeniden varoluş hatırası olsun...

Sevgiler, cicekler ve Ates bocekleri:)

Muge





- Posted using BlogPress from my iPad

1 yorum:

  1. Herseyin boş, pesinde olduğumuz birçok seyinde anlamsız olduğunu otoban kenarında çaresizce uzandığımda değil, yanıma gelip beni cesaretlendirmeye çalışan meleğimi görünce anladım... Artık bİr değil 2 meleğim var ve ben onlara yeniden varoluş borçluyum...

    YanıtlaSil