30 Eylül 2012 Pazar

DOLUNAYDA BITTI EYLUL




Bugun ve yaklasik bir yildir pazar klasigimiz, sabahin erken saatlerinde gozlerimizi dunyaya Atesle birlikte acmaya calismak, cabalamak, zorlanmak ama yilmamak aslinda yilamamak ve birden vucudumuza yuklenen enerjiyle ayilivermek.

Oyle ilginc bir durum ki...hani "5 dakika daha uyusam olmazmi ?"diyemeyecegim bir noktadayim. Kisitliyim bir bakima..sabah sabah gunduz gece bir suru haller icindeyim. Luxler gercekten lux olmus bana. Bu sabah da bunlardan tam aksine, icimde kelebekler ucusuyordu. Sanki bir mucizeye yaklasmisiz gibi. Tuhaf bir hisle yukariya baglandim sanirim. Bir sey indi gokten zihnimin derinliklerine. Evin ici ufak bir savas alani, camasirlar kurumus askida, bulasik makinesine girmeyi bekleyen tabak canaklar, okumaya yeltendigim, kenarda biriktirdigim kitap kumesi derken, "amannnn koyveer gitsin" dedi ben. Evi aynen bu sekilde dertopsuz birakip, kendimizi disari ativerdik. Hos B. sevmez pek daginikligi ama usendi sanirim bana yardim etmeye. Lakin surekli yardimci olur, benim sag kolum gibidir, herzaman olmasa da cogu zaman demeliyim, hak yemeden..disarida hafif ruzgar, ilik ve nemsiz, solunasi, icine cekilesi bir hava hakimdi...siteden cikarken, Atesle agaclari, kelebekleri, kargalari, kedileri ve arabalari konusuyoruz...o bu kelimeleri soylerken, ben de " ogreten adam ve oglu" formatindan esinlenerek, bilimsel aciklamalarda bulunuyorum, 1 yas ogluma. Bunlari anlatirken, bizdeki farkindalik goklere ulasiyor...yukselmek ne kelime, isik hiziyla ucusa geciyor adeta. Anin keyf-i huzuruna birakiyorum yukselen benligimi..



Bir sure yorulduktan sonra uykuya gecen Atesle birlikte, kisa sureli ozgurlugumu ilan etmenin dayanilmaz hafifligi..bir fincan kahve icmenin onemini bilmenin, bu kadar kiymetli olabilecegini icimde hissederek, kiymet bilerek, sukrederek gunu surduruyorum...

Koca bir eylul gecti uzerimizden, tatlisiyla acisiyla, severim eylullerin sona ermesini...devaminda dogdugum aya giris yapmak mucizeli, hediyeli gunleri animsatir oldum olasi bana. Yogun gunun ardindan, aksam oldu, evde sessizlik, icimde omrunu uzatmaya calisan capcanli kelebeklerle dolunayi izliyoruz..Atesin deyimiyle meshur"aydede" miz. Ozellikle dogumum esnasinda uguruna inandigim aytasi kolyem..sanki dolunayda yenileniyor, enerji yukleniyor..isigini bize yansitiyor...ne de iyi ediyor..herkeresinde sukranla dolup, tasiyorum...



Evettt koca bir eylul gecti uzerimizden, hem de dolunayla bitirdi kendini...yeni ay, dogdugum ay, heyecanlandigim, kalbimin yeni dunyada ilk defa attigi ay...hosgeldi ekim...isil isil, mucizelerle, kapimiza hergun baska hediye paketleri birakip, kacarcasina geldi ay'im...

Sevgiyle

M






- Posted using BlogPress from my iPad

2 yorum:

  1. Doğduğum ayı hiç böyle iltifatlarla karşılamadım.Yaşımla sizin kadar barışık değilim sanırım.Hoş bir yazı olmuş.Küçük boyuttaki yazıları okumaya üşensemde bu yazıyı kesintisiz okudum :)

    YanıtlaSil
  2. Tesekkur ederim guzel yorumunuza, nasil dusunuyorsak oyle geliyor hayat bize..hediye paketleriyle gelsin mutluluklar kapimiza

    Sevgiler

    YanıtlaSil